Whatsapp kullanıcıları için aşk konulu durum sözlerini bir araya getirdik. Aşk ile ilgili whatsapp durumları, aşk ile ilgili whatsapp sözleri, whatsapp aşk durumları, Whatsapp durum sözleri aşk kısa, vb. aramaların cevabını bu sayfamızda bulabilirsiniz.
Hiç iyi değilim.
Ömrüm seninle geçsin…
Ezelimdin ebedim ol..
Kader nedir bilir misin ?
Ben özledim sen gelmedin...
Ömürlüksün tükenmeyenim…
Gülüşün de benim olsun mu?
Biliyor musun? Çok özlendin.
İnsan sevdiğini ısırırmış…
Gittiğin günün adı, kıyamet..
Şarkılar hep seni söylüyor..
En iyi ilaç senin ellerindi...
Tek istediğim; sesi, kokusu..
Sen olsam beni çok severdim…
Bir tek ben sende olabilirim...
Ben özlüyorsam, sana da gelmek düşer.
Marifet sevende değil, sevilende…
Herşey bana baktığın anda başladı.
Tanrı erkeği çok, “adamı” az yarattı.
Benim anladığım, ‘benim’ anlamadığın.
Sana ulaşmak, gökyüzüne dokunmak gibi...
Nasipte yoksa yar, en fazla can yanar...
En çok sustuğum yerden kanıyorum...
Yar, uyku tutmadı sen tutsana beni?
Sen Allah’tan (Tanrı’dan) hediyesin..
Benim için aşk, yanaklarını sıkmaktı..
Sen bana erken, ben sana geç kaldım...
Birini sevmek için fazla yalnızım...
Bana sadece yüreğinle gel, sevgili...
Öyle ki sesine bile sarılmak istiyorum..
Senin yanına en çok ben yakışıyorum.
Kalanlar unutursa gidenler unutulur.
Sen varsan hayatımda, herşey tamam.
Beni sana alsana, çok yakışırız..
Sen bana huzur ver, ben sana ömrümü..
Hayat bazen çok “bi bahane olsa da arasa”
Gün gelecek, güneş ikimiz için doğacak...
Bir kez yüzüme baksan anlarsın hislerimi...
O gün gelsin, evin anahtarı ikimizde de olsun.
Ah kardeşler, gönlümün yükünü kaldıramıyorum…
Sen de beni sevsen ya, beraber çay içeriz…
Artık bir durakta, daha, duracak gücüm yok…
Mesajına dakikalarca gülümsemeyi özledim…
Her şeyi düzelteceğim, sen sadece sarıl…
Mutlu edemeyeceksen, meşgul de etmeyeceksin.
Söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil.
Aşk kutsaldır. Kirli gönüllerde yuva yapmaz.
Okuyarak öğreneceksin ama severek anlayacaksın
Beni başkalarına bırakma, görürsen dayanamazsın...
Neden, bu kalbime acı veren zalimi seviyorum!
Çünkü sen en çok benim yanıma yakışıyorsun…
Sen içimden geçen yolculuksun.. (Yolculuktun.)
Sarılmak için yürek gerekir, kollar sonraki iş.
Her yüreğin harcı değildir, dokunmadan sevmek.
Mutlu olmak kimin umrunda! Sen yanımda ol yeter!
Çok sevilmeye değil, ”Hep” sevilmeye ihtiyacım var.
”Yan yana” ayrı yazılır. Biz hep “sımsıkı” olalım.
Erkekleri bilmem de, adamlar kıyamaz sevdiğine.
Sevdiğini söylemeye doyamamak da sevdaya dahil mi?
İnanmayı seçtim, sen ise kandırdığını zannettin..
Ne gariptir ki sen ona öIürken, o başkasına yaşıyor…
Gözlerin kör bir kuyu. Yusuf olası geliyor insanın.
Sevmediğim yollardan hep sevdikIerim için gittim.
Biz gevşekleri sevmedik. Sevgimizi gören gevşedi.
Annem benim için yaşıyorsa ben hiç kimse için ölemem.
Sanırım unutmayı öğreneceğim derken, sevmeyi unuttum..
Kişiliğine laf ettiğim yokk! Ama olsaydı ederdim kesin.
Güven tek kullanımlıktır. (Kimin sözü? – Üstün Dökmen)
Herkese yetişir, kendine geç kalırsın. Bu böyledir.
Canım o kaybettiğin çorabın teki değildi.. Güvenimdi..
Günahlarını gönder bana ben çekerim senin cehennemini...
Tek kişilik miydi ki bu şehir? Sen gidince bomboş kaldı.
Aşk sevgilim, seni düşlerken saç diplerimin bile terlemesi.
Ve aşk, herkesi ona benzetip, Kimseyi onun yerine koyamamaktı.
Aylar sonra ilk defa gözlerim bir işe yarayacak, seni görerek.
Gelmeyeceğini bildiğim ama yine de beklediğim biri var benim..
Ölürsem beni yârimin kalbine gömün. Mekânım cennet olsun.
Sevdiğin kişi için,tesadüflerden bir köprü inşa etmektir.
Aşk namaz kılmaya benzer. Niyet ettikten sonra etrafa bakılmaz...
Kolunu ısırıp saat yapıp bu saatten sonra benimsin diyesim var.
Bittiğini nasıl anlarsın? Anılara O’ndan daha çok aşıksan...
Hiç’ bir sokağı sana çıkmayan bu şehirde ne işim var benim?
O kadar çok hayal ettim ki seni, bir hayal ürünüsün artık.
İçine atmak diye bir şey varken, anlatmaya ne gerek vardı?
İkinci şansı hak edene veririm, her şeyi mahvedene edene değil.
Yağmur başladı, ”Gelse de ıslansak.” diyebileceğimiz biri olmalı.
Adam diyebilmek, Adam diye bilmek İkisi çok ayrı. Bedirhan Gökçe.
Gökyüzünde yıldız çok ay bir tane yeryüzünde insan çok sen bir tane...
Gel beraber alalım nefesimizi sevdiğim, sensiz boğazımdan geçmiyor.
O kadar çok sevdim ki seni, kime anlattıysam yerinde olmak istedi...
Adam diyebilmek, Adam diye bilmek İkisi çok ayrı. Bedirhan Gökçe.
Işığı önüne al yürü. Gölgen arkandan ister gelsin ister gelmesin.
Unutmak alışmaktır. Unutursun demiyorum, ama alışacaksın biliyorum.
Alışmanın, nefes almak gibi bir şey olduğunu senin sayende öğrendim.
Arayıp bulduklarımdan çok tesadüfen rastladıklarım beni mutlu ediyor.
Yüzüme okunmuş bir dua gibisin sevgilim. Çok şükür bugün de aşığım sana.
Sevmek zor iş, ne maaşı var, ne sigortası… Bir ayrılığı var bir de göz yaşı.
Aşktan yana yaşadıklarımı bileydin eğer, hala sevebiliyor oluşuma aşık olurdun.
Ne zaman lafın bir ucu sana çıksa, Sonuna varmadan heba oluyor gülüşlerim !. …
Gözlerinin ‘Kahve’sinden koy ömrüme, kırk yılın hatırına ‘Sen’de kalayım...
Ekmeğime hoşça kal sürdün ya sen, ben şimdi ‘aşk’ karınla; sana, ne şiirler yazarım.
Birini aklınızdan silebilirsiniz ama onu kalbinizden atmak başka bir hikayedir.
Dünyanın en güzel hissi, birinin yüzündeki gülümsemenin sebebi olduğunu bilmektir.
Aşk bittikten sonra arkadaş kalalım diyenler! Güle başka isim versen değişik kokacak mı?
Sevdan üflendi bir kere vakit aşk-ı kıyamet. Sen kopuyorsun yüreğimde; gönlüm gönlüne emanet.
Geçti, istemem gelmeni, yokluğunda buldum seni; bırak vehmimde gölgeni, gelme, artık neye yarar?
Bilir misin? Geceler ne kadar uzun gelir bekleyenlere? Hele o beklenenler vazgeçilmezlerdense..
Kalbimi sana emanet etsem korur musun? Dilimin ucundaki cennet sevdamın sonundaki ‘ömrüm’ olur musun?
Yağmurlar düşünce tenime her damlayı sen sanıp aşk bildim. Ve biliyor musun gölgeni bile çok özledim.
Telefonu saate bakmak, twittera bakmak ve oyun oynamak için taşıyorum yanımda.. Ne arayan var Ne soran.
Hala kelime kelime aklımda tüm sustukların. Ayıptır, insan sevdiğinin yüzüne böyle susar mı? Seviyorsa.
Tabaklarda kalan son kırıntılar gibiydi sana olan sevgim. Sen beni hep bıraktın; bense hep arkandan ağladım.
Hâlet-i ruhaniyem’dir kelâm ettiğim lisân! Ya o’nadır, ya O’nunla O’lana, ya Aşk’adır, ya da Aşk’la yanana!
Kafanı yastığa her koyduğunda aklına geliyorsa, ya kimsede görmediğin mutluluğu tattırmış ya da çok derin yaralar bırakmıştır.
Aynı günde dört mevsime şahit olmak gibi bir şey bu. Önce özlüyor, sonra ağlıyor, akşamları küsüyor, geceleri çok seviyorum.
Kalp midir insana sev diyen yoksa yalnızlık mıdır körükleyen? Sahi nedir sevmek; bir muma ateş olmak mı, yoksa yanan ateşe dokunmak mı?
Belki gelirsin, bir çay bahçesinde sevginin resmî dili olur susuşumuz; Ben sana gökyüzü olurum açık, sen bana serçe ürkek, ahşap bir masada...